Başlangıçta, Kur’an’ı evinde başörtüsü olmadan okumak kadın için caizdir, ancak yakın akrabaları dışında kimsenin onu görmemesi şartıyla. Ancak Allah’ın Kitabına saygıdan dolayı kıbleye yönelmek ve bedenini bir şeyle örtmek, tam başörtüsü olmasa da, daha iyidir.
Kur’an’ı kerim okumak için uymamız gereken bazı adab vardır, kalbi olsun dışsal olsun. Bunlar arasında başörtüsü giymek yoktur, kıbleye yönelmek ise tavsiye edilir, zorunlu değildir. Bunların bir kısmı metinle zorunlu kılınmıştır, bir kısmı bazı alimler tarafından tavsiye edilmiştir ve bunlar için metin yoktur.
Birincisi: Kalbi adab
1- Okumasında Allah’ın rızasını ve ecrini kastetmelidir. Kur’an’ın kalptaki yüce konumunu hatırlamalıdır. Müslümanın kalbinde Allah ne kadar büyükse, kalbi O’ndan o kadar korkar ve O’nu o kadar sever, Kur’an da o kadar büyük olur senin için. Okuduklarının insan sözü olmadığının farkında olmalı ve Kur’an ile dünyanın insanları önünde bir mevki şerefi aramamalıdır. İbn Mesud (r.a.) dedi ki: Bir kul, Kur’an’dan başka hiçbir şeyden sorguya çekilmeyecektir. Kur’an’ı severse, Allah’ı ve Peygamberini severse.
2- Genel olarak günahlardan tevbe etmeli ve uzak durmalıdır. Çünkü bunlar kalbin ve yüzün nurunu yok eder, kalbi zayıflatır ve hastalandırır. Hastalıklı bir kalp, Kur’an’ın etkisinden en uzak olanlardır. Özel olarak kulun, Kur’an’ın etkisiyle ilgili araçlardan olan kalp, kulak, dil ve görmeyi günahlardan uzak tutması gerekir. Bu araçların haramda kullanılması, hak olan şeylerde onlardan yararlanılmamasına yol açar. Kur’an’ın etkisinden ve kavranmasından uzaklaştıran en tehlikeli ve en büyük günahlardan biri, müzik dinlemek, şarkı söylemek, çalgılar ve boş eğlencelerdir. Bunlar kalpleri Kur’an’dan, anlamasından ve etkisinden uzaklaştırır. Bu, Allah’ın düşmanı İblis’in Kur’an’dan ve anlamasından birçok insanı uzaklaştırmayı başardığı en büyük hilelerinden biridir.
3- Kalbi hazır olmalı ve okuma sırasında nefsin dedikodusunu kovmalı, ellerini boşa harcamaktan ve gözlerini gereksiz yere bakmaktan korumalıdır.
4- Tedebbür etmeli ve anlamayı kavramaya çalışmalıdır. Çünkü bunlar âlemlerin Rabbinin emirleridir ve kulun bunları anlayıp tedebbür ettikten sonra yerine getirmeye çalışması gerekir.
5- Kalbi, her ayetle uygun şekilde tepki vermelidir. Allah’ın isimlerinin ve sıfatlarının anlamlarını selef’in anladığı şekilde teemmül etmeli, peygamberlerin ve sâlihlerin hallerini örnek almalı ve yalanlayanların hallerinden ibret almalıdır. Ve böyle devam edecek…
6- Okuyucu, Kur’an’daki her hitabın kendisine şahsen yöneltildiğinin farkında olmalıdır.
7- Etkilenmeli, okuduğu her ayetle cevap vererek. Tehditte ürpermeli, vaatte sevinç duymalı, Allah’ı, O’nun isimlerini ve sıfatlarını zikretmekte korkuyla boyun eğmeli; kâfirleri, kabahatlerini ve iddialarını zikrederken sesini alçaltmalı ve içten içe onların çirkin sözlerinden dolayı utanç duymalı, cenneti tasvir ederken hasretle istemeli ve cehennemden bahsederken ürpermelidir.
8- Kendi gücünden ve kudretinden sıyrılmalıdır. Çünkü güç ve kuvvet yalnızca yüce ve ulu Allah’ındır. Kendine, rıza ve temize çıkarma gözüyle bakmaktan kaçınmalıdır.
9- Anlamayı engelleyen şeylerden kaçınmalıdır, mesela tüm ilgisini harfleri güzelleştirmeye vermek gibi. Anlamak için ayetlerin anlamlarını tefsirin öğrettiği ile sınırlandırmalıdır.
İkincisi:Görünüşteki görgü kuralları
Okumadan önce abdest almanın ve temizlenmenin müstehap olduğu rivayet edilmiştir. Çünkü Ömer radıyallahu anh şöyle demiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: ‘Kuran’a ancak tahir kimseler dokunur.” (Sahihü’l-Cami)
Ağzını misvakla temizlemek ve güzel kokulu hale getirmenin müstehap olduğu çünkü ağız Kuran’ın yoludur.
Okurken Kıble’ye yönelmenin daha faziletli olduğu çünkü Kıble en şerefli cihettir. Yine de Kıble’ye yönelmemekten dolayı bir mahzur yoktur.
Şeytan’dan Allah’a sığınıp Bismillahirrahmanirrahim ile başlamanın müstehap olduğu.
Kuran’ı okumayı devamlı hale getirip unutulmaması için gayret gösterilmesi gerektiği, gün geçmemesi gerektiği aksi halde unutulabileceği ve mushafın terk edilmemesi gerektiği.
Kuran okunurken faydasız konuşmanın kesilmesi, gülüşmekten, gürültüden ve zorunlu olmayan konuşmalardan kaçınılması. Bunun yerine Buhari’nin Nafi’den rivayet ettiği hadis gibi Kuran bitinceye kadar konuşulmamasının müstehap olduğu. Buhari, Bab: Kuran okurken konuşmak.
Mümkün olduğunca Kuran’ı güzel sesle okumanın müstehap olduğu. Çünkü “Kuran’ı güzel seslerinizle süsleyin. Çünkü güzel ses Kuran’a güzellik katar.” hadisi Ahmed, Ebu Davud, İbni Mace ve Albani tarafından Sahihü’l-Cami’de sahih olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca Kuran’ı tedvirli okumanın âlimlerin icmasıyla müstehap olduğu. {Kuran’ı tedvirli tedvirli okuyun.} Ayrıca İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre o: “Bir sureyi tedvirli okumak, tüm Kuran’ı okumaktan bana daha sevimli gelir.” demiştir. Mujahid’e göre ise biri Bakara ve Al-i İmran surelerini diğeri ise sadece Bakara suresini aynı zamanda, rükuda, secde de ve oturuşta okuyan iki kişi sorulmuştur. Mujahid: “Sadece Bakara suresini okuyan daha faziletli” demiştir.
Mushafa saygı gösterilmesi, yere konulmaması ve üzerine bir şeyler koyulmaması gerektiği. Onu almak isteyene fırlatılmaması ve ancak tahirken dokunulması gerektiği.
Uygun bir mekânın seçilmesi, cami veya evin bir köşesi, engellerden ve dağıtan şeylerden uzak, bahçe veya benzeri. Mekânın çan sesleri ve köpekler gibi melekleri uzaklaştıran şeylerden uzak olması gerekir.
Uygun zamanın seçilmesi, Allah’ın kullarına tecelli ettiği ve rahmetinin inmeye başladığı zaman. En faziletli okuma namazdaki okumadır. Namaz dışında en faziletli okuma geceleyin yapılan okumadır. Gece’nin son yarısı, ilk yarısından daha faziletlidir. Gündüz okuması içinde en faziletlisi sabah namazından sonra yapılan okumadır.
Âyeti tekrar etmenin tefekkür etmek ve ondan etkilenmek için müstehap olduğu. Ebu Zer radıyallahu anh’tan rivayet olunduğuna göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir âyeti tekrarlar ve sabaha kadar böyle yapardı. Âyet: “Eğer onları azaplandırırsan şüphesiz onlar senin kullarındır.” (Maide 78) Neseî ve İbn Mace tarafından rivayet edilmiştir. Sahabeden ve Seleften birçoklarının belirli âyetleri tekrar ettiği tefekkür etmek ve etkilenmek için sabittir.
Tilavet esnasında ağlamanın müstehap olduğu, özellikle azap âyetleri okunurken veya o müşahedeler hatırlanıp, mahşerin dehşet verici müşahedeleri hatırlanıp, kendi kusurlarına ve ihmaline bakıldığında.
Kur’an dinleyen kişinin tüm bu görgü kurallarına uymasının yanı sıra iyi dinlemesinin, iyi anlamasının, tedebbür etmesinin ve iyi karşılamasının; sadece kulaklarını değil tüm duyularını ve hislerini açması gerektiği. Zira Allah Teala şöyle buyurdu: “Kur’ân okundugu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz..” (A’raf 204)
وَإِذَا قُرِئَ ٱلْقُرْءَانُ فَٱسْتَمِعُواْ لَهُۥ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ ﴿٢٠٤﴾